Şöyle bir şey düşünün ..Bir amerikalı mail atıyor ve kendisine İstanbul‘da gezmeye yardımcı olmamaı istiyor. Onu Galata kulesi yakınında World House Hostele yerleştiriyorum. Buluşuyoruz. Adamın sahip olduğu bisiklet hayalimdeki katlanır dahon tur bisikleti, en çok almak istediğim karavandan vw westfalia almış orjinal 44.000 milde, michigan universitesi çevre bilimleri mezunu, dünyayı geziyor ve organik tarım alanlarını araştırıyor, yemek hastası, aynı yaştayız ve bisiklet ekipmanlarımıza kadar aynı… Matt Pierle ile tanışmam böle bir şans…
Imagine that an American e-mails you and wants you to help him while visiting Istanbul. I made him settle in World House Hostel near Galata Tower. We met. The bike he had was the one in my dreams; Dahon tour bike; he got the caravan VW Westfalla original with 44.000 miles, the one that I wanted most. He graduated from Ecological Sciences from Michigan University of the United States. He travels the world and search for the organic cultivated areas, he is a fan of food, and we are also at the same age and nearly have the same equipment… It was a big luck to meet Matt Pier.
Ona çarşamba gece Beyoğlu’nda keyifli 2 saatlik bir tur yaptırdım ve bugünse Karaköy-Sarıyer arasındaki tüm sahil yolunu gezdirdim. Hamsi pilavdan kokoreçe midye tavadan ayrana herşeyi tatı ..Bende tabi…
I made a 2-hour tour around Beyoğlu at Wednesday night and today we went to coastline of Karaköy-Sarıyer. He tried everything from “kokoreç” to anchovy… So did I…
Katlanır dahon bisikletler ile trafiği m2eraklı bakışlardan dolayı biraz felç ettik. Sonra Sarıyerden Turistler için Şehir hatlarının özel boğaz turu vapuruna bindik. Vapur sabah 10 da eminönünden kalkıyor 1.20 dakikada sarıyer e geliyor, yolda 5 yerde duruyor, ücret 7 ytl, akbil geçmiyor, içi full Turist dolu, yepyeni insanlarla tanışabilirsiniz.Birleşmiş milletler vapuru gibi.
We kinda paralyzed the traffic with the curious looks to our Dahon bikes… After that we got on the Bosporus tour ferry for the tourists from Sarıyer. The ferry takes off at 10 from Eminönü and comes to Sarıyer in 1 hour and 20 minutes, stopping by 5 stops. Its fee is 7 TL, no “akbil card”. It is like an international ferry with its different people.
O kadar çok istiyordumki bu vapura binmeyi böylelikle tüm harika boğaz evlerini ve yalılarını gördüm ve sizin için fotoğrafladım…
I always wanted to take a ride with this ferry so I was very happy and I took lots of pictures of amazing seaside residences for you!
Matt ile yaşadığımız tur fotoları ekte…
The tour photos with Matt are attached…
Tüm boğaz yalıları ve muhteşem boğaziçi manzaraları ise birazdan…
All of the seaside residences and the view is coming up…
Tags: İstanbul Gezisi, İstanbul Bisiklet Gezisi

Tuba
Ağustos 17, 2008 at 12:26 pm
selam
yazini bir yil yayinlandiktan bir yil sonra ilk okuyan benim, e bari bir mesaj yazayim dedim..bisikletle amator ( son derece amator ) olraka ilgileniyorum…gezdigin yerleri okuyunca insan kiskanmadan edemiyor
neyse siteni begendim..eline saglik
sana daha nice guzel geziler dilerim
kal saglicakla
Misafir
Eylül 15, 2008 at 2:16 am
Cok guzel bir gun olmus, cok kiskandim Emrecim Sevgiler can
Misafir
Eylül 15, 2008 at 2:17 am
abi film adamsın ne diyim. nerden buldun elin amerikalisini aldin sariyere goturdun kokorec yedirdin sasmamak elde degil. sayende ben de gezdim sizle oralari buradan ayagina saglik. bu arada yok mu bu bisikletlerden bizim memlekette alayım bagaja atayım bi tane…
Misafir
Eylül 15, 2008 at 2:17 am
Emre kardeşim..Sana 1968 \’lerde askerlik yaptığım Imroz (Gökçeada) turunda takıldım.Eski kırk yıllık anılarım tazelendi.Şimdi de Matt ile boğazı gezdirdiniz…Iyi ki takılmışım.Canına sağlık pedalına kuvvet diliyor,selamlar yolluyorum..Atilla Topkaya
sevde315
Nisan 19, 2009 at 8:06 pm
resim mutlaka olmalıydı ama……..
Erhan
Haziran 27, 2009 at 8:05 pm
Kastomunuda sahiplerinin şehre göçmesi sonucu boş kalan verimli araziler “Organik Tarım Şirketi” adı altında ve ismi de Türk olan şirketler tarafından kelepir alınıyor. Aslında firmanın sahibi Amerikalı vaya İsrailli. Adamlar sistemi kuruyor, sonra şehirdeki adam köyüne geri gelip İsraillinin Organik Tarım Firmasında “ırgat” olarak işe giriyor. GAP da da böyle oluyor, mayınlı arazide de böyle olacak. Toprak sahibiyken ırgat olmak o kadar da sorun değil ama İsrail devletinin de bu şekilde azar azar toprak satın alınarak kurulduğunu düşünürsek kepi kaptırıyor gibiyiz. Askerde kepi kaptırmanın anlamını bilirsiniz.