Çok çok özür dilerim.. Evet işe girene kadar olan süre boyunca gezdim.. Ama bazı nedenlerden dolayı İstanbul‘da .. Geleceğim için işin ne kadar önemli olduğunuda unutmadan hobimi ve gezilerime devam edebilmek için sıkı bir iş arama süreci geçirdim ve bir ISP yani internet servis sağlayıcı şirketinde Ürün Geliştirme Müdürü olarak işe başladım. Doktora tezime başladım; mobil bankacılık üzerine. Biraz daha yoğun bir hayatım hatta sürekli İstanbul–Ankara arası uçaklı (ki ben tren istiyorum) :-) yolculuklarım olucak…
I am really really sorry… Yes, I travelled during the time till I start working. But with some reasons in Istanbul. Considering that the job is so important for my future, I had a hard searching process for job and meanwhile I had my hobbies and tours and I get a job at one of the ISP companies as Product Development Manager. I also started my dissertation; about mobile banking. I now have a little busier life between Istanbul–Ankara by plane rides (which I want with train)
İşe girmeden önce İstanbul’un tarihi noktalarını bir bir gezdim. Bisikletle.. Yürüyerek.. Neler var neler kaçırıyoruz bir bilseniz…
Before I started working, I travelled historical places of Istanbul one by one. With bicycle, on my foot. You can’t imagine the amount of what we miss.
Kadıköy – Moda gezisinde sabah erken çıktım… Altıyola otobüsle vardım. Akbil İstanbul‘da en çok sedigim şeylerden biri… Otobüsten doğru altıyol’a yürüdüm. Her yer tabi ki dükkan renkli görüntüler koşuşturan insanlar.. Salı pazarına girmedim çünkü foto çekmek bazen sorun olabiliyor.
I went out for Kadıköy-Moda tour early in the morning. I reached Altıyol by bus. Akbil (the bus card) is one of my favorites in Istanbul. From the bus, I directly walked to Altıyol. Everywhere is full of with colorful shops and people. I didn’t go in to Tuesday bazaar because sometimes it is hard to take a photo in there.
Sonra Altıyol’a doğru çıktım. Meşhur boğa herykeli. Sağda sanatçılar sokağı ve harika el yapımı ürünler ama maalesef kapanma aşamasında. Oysa ki Fransa‘da Prag da bu yerler çok moda ve devlet turistik olduğundan çok ciddi destek veriyor. Umarım kapanmaz. Hemen yanında ermeni klisesi. Namık Kemal kültür merkezi. Geri dönüp Altıyol’a .. Süreyya sineması renove edildi. Harika. Ama eskisi müthişti. Okulu kırıp kaçtığımız günler… Sonra Moda’ya doğru Kliseler, Eski evler ve sokaklar.. Kediler tabiiki…
After that, I went up to Altıyol. Famous bull statue. On the right side the street of artists and amazing handicrafts but they are on the edge of getting closed. However, in France or Prague, these kinds of places are so popular and since they are touristic places, government support them a lot. I hope they won’t have to get closed. Right next to it there is the Armenian Church and Namik Kemal Culture Center. I went back to Altıyol. Sureyya Cinema has been restored and it is great but the old one was amazing. I remember the day when we ditch… There are lots of churches, old houses and streets, and of course, cats through Moda…
Sonra Moda‘dan doğru Balık pazarı bir balık ekmek. Mezelere göz atış ve yürüyerek Bağdat caddesine dönüş…
After that, I went to Seafood Bazaar, took a look at the side dishes and went back to Bagdat Street on foot…
Fotolar aşağıda… :-)
Photos are below :-)
Tags: İstanbul Gezisi, Kadıköy Gezisi, Moda Gezisi
Misafir
Eylül 15, 2008 at 2:19 am
:grin Sevgili kardeşim Emre, Senin siteni ve haberlerini büyük bir zevkle takip ediyorum vede çok keyif alıyorum.Seni ayrıca kutluyorum yeni işinde de başarılar diliyorum.Darısı Benim kızımın başına iki hafta önce Istanbul\’daydık kızımla birlikte TEB imtihanları için geldik bakalım sonuç nasıl olacak Kendisi ekonometri bölümü mezunu ama bir türlü işini ayarlayamadık.Neyse Senin sayende çok güzel yereler ve manzaralar görme imkanımız oluyor.Bende bir bisiklet tutkunu olarak elimden geldiğince Izmir\’de yapılan turlara katılmağa çalışıyorum.Mesela yarın kuş cenneti tarafına bir turumuz var eğer hava güzel olursa katılmayı düşünüyorum.arkadaşlarım gibi öyle kahve kültürüm yok Ben bir doğa hayranıyım.Şunuda söylmeden edemeyeceğim geçen fotoğraflarda o büyük ada da ki resimlere bayıldım harika yerler hele o küçük ama sevimli apart otel muhteşem.Sana Izmir\’imizde sevgiler gönderiyor yeni işnde başarılar diliyorum.Sevgiyle kal.ILHAN ALAM
Misafir
Eylül 15, 2008 at 2:20 am
Kadıköy bahariye de hayatımın geçtiğini düşünürsem (hem iş hem ev olarak) buraya yorum yazmadan duramadım :p her noktasını bilmeme rağmen sizin gözünüzlede başka türlü görmüş oldum. Gezilerinizi takip etmekteyim .. Armutlu daki gezinizde çok ilgimi çekmişti çünkü o zamanlar bende haftasonları armutluya gidiyordum, ben ta oralara gidiyorum ve gezmiyorum diye kendime çok kızmıştım :)
inci
Eylül 14, 2012 at 2:22 pm
Kadıköy’den taşınmış biri olarak Moda’yı gerçekten özlüyorum. Canım sıkıldığında, bazen de şehirdışından gelen misafirlerim olduğunda mutlaka uğrak noktamdı. Önce sizin de belirttiğiniz gibi Altıyol’a gelirdik. Bahariye boyunca çeşit çeşit dükkanlara uğrar , keyifli alışverişler yapardık. Sonra onları Moda tarafına götürdüğümde bölgeye yabancı olan misafirlerim durumdan memnun ben de sanki her seferinde ilk kez geliyor gibi tekrar keyiflenirdim. Bir kere o meşhur çay bahçelerinde mola vermeden önce, eğer müsaitse, deniz kenarındaki tepelerde bulunan banklara otururduk. Oradaki evlere hep imrenerek bakmışımdır. O manzarada kahvaltı etmek , misafir ağırlamak kimbilir ne keyiflidir :) Özellikle de Moda deniz klübünün oradaki banklar güzel oluyor. İnsan kendi giremese de , orada ki o havuz, yanı başındaki deniz, hafif esen bir rüzgar, alabildiğine manzara… Hatta bir keresinde görüş alanımıza yunusların bile girdiğini hatırlıyorum! Sonraki durağımız mutlaka keyifli sohbet için çay bahçesi oluyordu. Daha sonra da cafelerin yanından geçerek, mevsimine göre bazen de dondurmamızı elimize alarak tekrar Kadıköy’ün kalabalığına dönerdik. Moda bana hep İstanbul’dan başka biryerdeymişim hissini veriyor. Benze bir yer olarak Kalamış Fenerbahçe’yi de önerebilirim. Oradaki yat limanı, sahildeki cıvıl cıvıl cafeler ve özellikle yolun sonundaki alabildiğine yeşil, deniz kıyısındaki büyük Fenerbahçe Park’ı da bence herşeyden , herkesten uzaklaşmak için ideal. Taşındığım için 2 senedir gidemedim ama umarım hala öyledir. Aslında ben Bostancı sahil yolunu da severim. Yürüyüş veya bisiklete binmek için çok ideal .Mis gibi deniz kokusunu ciğerlerimize çekerek, ailemle ya da arkadaşlarımla ne hoş sohbetli yürüyüşler yapmıştık. Hele Bağdat Caddesi…Bence Anadolu yakasının hatta İstanbul’un en güzel yeri Kadıköy’ün bahsettiğim bu kısımlarını içeren semtler. Offf… Ben sanırım İstanbul’u çok fazla özlemişim :(