Meis Adası
Hep görürdüm..Kaş‘a her gidişimde, Dejavu Bar‘dan ya da limandan… Ama gitmek kısmet olmamıştı…Bu tatil pasaportları yanımıza aldık…Deneyelim dedik oldu… Daha önceden yunan adaları turları fiyatlarını araştırmıştık. Kaş‘tan 20 dakikalık bir tekne yolculuğu ile Meis‘e geldik. 5 Saat Kaldık. Çok sevdik. Beğendik… Şimdi hikayesi…
I would always see it whenever I went to Kas, from Dejavu Bar or from the harbor… But I had never had a chance to go … on this holiday, we took our passports with us as well …we decided to give a shot and we did it!… We arrived in Meis by a boat after about 20 minutes from Kaş. We stayed there for 5 hours and loved it. … Now, it is time to tell the story…
Fethiye’de devam eden tatilimizden kısa bir kaçamak ile Fethiye’den 110km uzaklıktaki Kaş‘a geldik. Yolda gelirken Kalkan’ı gördük. Manzarasına fotoğraf çektik. Patara Kalkan otelinin manzarasına imrendik. Muhteşem Kaputaş plajı ve Kaş adaları manzaraları ile yolumuza devam ettik.
We made a short getaway from our continuing vacation in Fethiye to Kas which is 110km away from Fethiye. We saw Kalkan on the road. We took photos of the landscape. Patara Kalkan hotels we envied the view of the Patara Kalkan Hotel. We went on our journey with magnificent Kaputaş Beach and the view of Kaş Islands.
Kaş‘avarınca yapacaklarımı Sedef’e söyledim… Kaş‘a gelince yapılacak olan önemli şeyler…
1- Belediye Çay bahçesinde Hamburger yenecek. (Kaş Spor Lokali olmuş)
2- Akşamsahilde Midye’cide küçük Midye dolma yenecek.
3- Dejavu‘da birşeyler içilip rock dinlenecek ve sohbet edilecek; Meis ışıkları izlenecek. ( Mavi Bar’da olur)
4- Gündüz gelsek Küçük ya da Büyük Çakılda plaja girilecek. :-)
5- Dragoman Outdoor Sports‘a uğranıp Gökhan Türe’ye merhaba denilecek. Kendisi ADAM dağ aşma maratonu mucidi. Muhteşem insan. Bir kere de kano turuna gelmek istiyorum onun rotasına…
4 hariç hepsini yaptık. Bir kısmı Meis‘ten önce ve sonra…
I told sedef what I was going to do when we arrived in Kaş…Here’s my TO-DO list in Kaş…
1- Eat Hamburger in Municipal teagarden (it is now Kaş‘s Sports Club House)
2- In the evening, eat small stuffed mussels seller along the shore.
3- Drink something, listen to rock music and shoot the breeze in Dejavu, in the meantime, watch the lights of Meis ( the Mavi Bar is also prefferable )
4- In the daytime, go to beach with either big pebbles or small pebbles.
5- Say hi to Gökhan Türe by stopping by Dragoman Outdoor Sports. He is the inventor of Adam mountain climbing marathon. He is an awesome man. I want to come here once more to attend a canoe tour.
Except the 4th one, we managed to do all the things in the do-to list. Some before and some after Meis
Daha sonra Meis Express firmasının yolunu tutuyoruz. http://www.meisexpress.com/ Günde 2 sefer var. gündüz 10-15 sıcak olduğundan bunu tercih etmiyoruz. 20 Euro bedeli var gidiş geliş kişi başı. + 15 TL muhteşem Yurt Dışı Çıkış Harcı !
Then, we headed for Meis Express Company. http://www.meisexpress.com/ it offers service twice a day. We did not prefer it as it was very hot like 10-15 degrees plus during the daytime. It is 20 Euros per person for a round trip as well as + 15 TL Overseas Permit Fee!
Ancak biz 18-23 seferini tercih ediyoruz. Akşam yemeği ve serin olması için. 30 Euro gidiş geliş maalesef yüksek bir ücret. Bu bizim gümrük kapılarının o saatte mesai yapmaması nedeniyle bu şekilde :-) Anlamamak zor değil. Üstüne birde Yurt dışı çıkış harcı ve adada geçirdiğimiz yemek ile beraber bu tur bize 130-140 Euro’ya maloluyor. Pahalı. Küçük İlayda teknesinin komik kaptanı Nihat pasaportları alıyor ve işlemleri hallediyor. Siz sadece inip gezip tekne kalkış zamanında geri geliyorsunuz o kadar.
Nevertheless, we preferred going by 18-23 navigations so that we could have dinner and enjoy the cool weather. We had to pay 30 Euros for the roundtrip, which is quite expensive. Unfortunately, this is because our customs gates are not on duty at that hour. So, it is really not difficult to understand the reason for such an expensive fee. In total, this tour cost us 130-140 Euros with Overseas Permit fee and a meal that we had on the island. It is very expensive! Nihat, the captain of the small boat called İlayda, took our passports and dealt with all the procedures. We were only responsible for enjoying our trip on the island and coming back at the departure time.
Kaş‘tan 10 kişi ile hareket ediyoruz. 4 Kişi geridönüyoruz. Yunanlı ve yabancı turistler adada kalıyor ve bazıları tekne ve pırpır uçak ile Rodos’a Meis’ten ulaşacaklar. Evet küçük Meis adasında küçük bir havalimanı var. Kaş limanındaki tekneler harika görünüyor. Daha önce dalış için limandan ayrılıp Meis‘e yakın bir nokta olan Flying Fish‘te dalmıştım. Ancak bu sefer Kaş‘ı karşı kıyıdan görüyoruz.
We departed from Kaş with 10 other people, but only 4 of us came back. Greek and foreign tourists wanted to stay on the island. Some of them would go to Meis from Rhodes by a boat and some would fly there. Yes, there is a small airport, as well on this small Island, Meis. The Boats in the harbor of Kas were looking amazing. I had left the port for diving once and dove in Flying Fish which is close to Meis. However, this time I was able to see Kaş from the opposite shore.
Tekne rüzgarlı bir havada yol alıyor. Ben japon turist şeklinde fotoğraf çekmeden duramıyorum. Yaklaştıkça tipik Yunan mimarisi, basit kubik evler beliriyor. Çatıları düz. Taştan. Boyları aynı. Kapı ve pencereler rengarenk. Liman küçük ama denizi inanılmaz şekilde temiz. Bugüne kadar liman içi bu kadara berrak bir deniz şehri görmedim.
The Boat set off in a windy weather. I could not help myself taking photos like a Japanese tourist. As we got closer, simple cubic houses which are the examples of the typical Greek architecture appeared. Their roofs are flat and made of stone. They are all the same size. They have colorful doors and windows. The harbor is small, but the sea is incredibly clean. Until now, I have not seen such a harbor city which has a crystal clear sea like this.
Meis’in Yunan adı Castellorizzo. Nüfusu 2000 yılındaki sayıma göre 406 kişi. Ancak bu rakam yazın 1000’e çıkabilmekteymiş. Kalıcı nüfus olan 406 kişinin hepsi adada aynı zamanda en büyük kent olan Meis (Megisti) şehrinde oturuyor. Megisti en büyük demek; adanın Yunanistan’ın sahip olduğu en küçük adalardan biri olmasına nazire eder gibi. Liman’da iki sahil güvenlik teknesi. Adada bir taksi ve küçük bir havalimanı var ve Olympic airlines’in sürekli buraya seferi var.
Meis’ Greek name is Castellorizzo . According to the 2000 census, its population is 406 people. However, this number can increase dramatically to 1000 people in summer. The permanent population of the island which consists of 406 people lives in the biggest city, Meis (Megisti), on the island. Megisti means the biggest of all; On the contrary, it is one of the smallest islands that belong to Greece. What an irony! There are two coast guard boats in the harbor. In addition, there is a cab and small airport on the island. The good news is that Olympic Airlines has constant flights here.
Ada itilaflar yaşadığımız 12 ada’dan biri. Kurtuluş savaşında elimizden Sevr sayesinde İtalyanlar alıyor. Daha sonra 1932’deki anlaşma ile Meis hariç etrafındaki Kekova, Kalkan ve Diğer adacıklar bize iade ediliyor. 2. Dünya savaşında İalyanın bu adasını önce İngilizler ele geçiriyor. İtalya saf değiştirince adayı 1945’e kadar 2 sene Alman’lar tutuyor. bu sürezarfında Hitler’in askerleri adadaki yaşlılardan dinlediğimiz kadarı ile kadın ve çocuklara büyük mezalim yapıyor. Daha sonra ada savaş sonrası 12 ada ile beraber 1947 Paris anlaşmasında bizimde çıt çıkarmamamız ile beraber Yunanistan’a gidiyor. Bu adalar Rhodos,Simi,Halki,Kos,Meis vs… Maalesef :-(
It is one of 12 islands on which we had disagreements with the Entente Powers. In the Turkish War of Independence, Italians conquered them depending on the Sevres treaty. Then, with the treaty signed in 1932, Kekova, Kalkan and all the other islands were given back to us except Meis. During the World War II, first Meis passed into the British as they were the Allies of the Italians. Nonetheless, when Italy joined the Entente Powers, the Germans held the possession of the island for 2 years till 1945. In the meantime, the soldiers of Hitler were committing atrocities against civilian women and children as far as what we heard from the elders of the island. After the war, the island and the other 12 islands were given to Greece with Paris treaty in 1947. And we could not do anything but let them have something belonged to us. We were like a silent witness of an injustice sentence. These islands are Rhodos, Simi,Halki,Kos,Meis and so on… Unfortunately :-(
Adada bir 2 kilise (biri camiden dönmüş), müze, küçük bir hastane ve onlarca güzel balık restoranı var. Balık restoranlarında kalamar, karides, çupra, levrek ve bir çok yunanca ismi olan ortak mezelerimiz bulunuyor. Yıllarca iç içe yaşadığımızdan dolayı herşeyin tadı aynı. Ada cuma günleri tamamen tekneler ile Kaş‘a gidiyor ve sebze meyve alışverişini Kaş‘tan yapıyorlar. Diğer ihtiyaçlar ise tekne ve uçak ile Yunan Adalarından sağlanıyor.
There are 2 churches on the island (one was turned into a church while it was a mosque once), a museum, a small hospital and dozens of beautiful fish restaurants. At these restaurants, squid fish, shrimp, cupra, sea bass are served. In addition, there is a variety of appetizers that we also have. The only difference is that they have Greek names while ours have Turkish names. Because we lived in the same land with the Greeks for years, almost everything tastes the same. The people of the island go to Kaş by boats on Fridays to buy fruits and vegetables. The other needs are being brought by boats and planes from the Greek islands.
Limanı geziyoruz. Dar sokaklarda Ouzo (Yunan Rakısı) eşliğinde bağıra çağıra şarkı söyleyenler, sarhoş balıkçılar, elde sigara kahve muhteşem bir tembellik söz konusu. Hayatım boyunca bu şekilde yaşayan insanlara imrenerek baksamda sanırım benim yapamayacağım bir şey. ama inanılmaz keyifli. Buzdolabımıza Magnet alıyoruz. Ve küçük kartpostallar… Bir de minik bir tahta kedi. Bir cafe’de oturup Soğuk Capuccino’muzu içiyoruz. Yürüyerek Ceren Önen arkadaşımın bana verdiği tavsiyeye uyup PARAGADI restoranda yer ayırtıyorum deniz kıyısında. Costas’ı bul sahibi selamımı söyle diyor. Aynen dediğini yapıyorum. 10 dk sonra geri gelmek üzere sözleşiyoruz.
We took a tour around the harbor. While we were walking in the narrow streets, we bumped into people singing and drinking Ouzo (Greek Raki) and drunken fishermen with a cigarette in one hand, coffee in the other. A complete laziness! Even though all my life I have envied such people who live this way, I don’t think that I can change my life style, but still it seems really enjoyable. We bought magnet to hang on our refrigerator and also little postcards as well as a tiny wooden cat. Then we sat in a cafe to drink a cup of cold Cappuccino. Upon a referral of my friend, Ceren Önen, I made reservations for dinner at a restaurant called PARAGADI. It is located at the seashore with a spectacular view. She told me to find the restaurant and say hi to its ownerJ and I did so. We left the restaurant to come back 10 minutes later.
Sürekli fotoğraf çekerken ayağına bastığım Sedef’in ayağına bastıktan 3 saniye sonraki sahne ! :-)
When I was taking photos, I accidentally stepped on Sedef’s foot. This is the picture of her 3 seconds after the incident :-)
Restoran’a geliyoruz. Önce beyaz peynirli salata, patlıcan, minik karides güveç alıyoruz. Sedef muhteşem bir balık çorbası içiyor. Costas ile sohbet ediyoruz. Yunan kıyıları, Kıbrıs meselesi, Meis‘in durumu, F-16 pilotlarının it dalaşından tutunda İstanbul’un güzelliğine kadar her konuyu konuşuyoruz. 22:30 oluyor. Nihat kaptan kalamardan alerji olmuş şekilde bizi alıyor ve Kaş‘a doğru koyuluyoruz… Bir hikaye de bu şekilde bitiyor… Gene görüşmek üzere Meis… Costas… Paragadi…Castellorizzo…
I came back to the restaurant. First, we ordered salad with white cheese, eggplant, tiny shrimp casserole. Sedef had a scrumptious fish soup. We shot the breeze with Costas about almost everything from Cyprus issue, Meis’ situation, F-16 pilots’ diving to the beauty of İstanbul. It was 22:30. Nihat captain took us to the boat as if he was allergic to squid, and then we set off for Kaş. Our story ended…Hope to see you again Meis, Paragadi … … Castellorizzo …
Tags: Meis Gezisi, Meis Trip, Meis Adası, Meis Island
Kaş limanının Meis’ten görüntüsü / View of Kaş Coast From Meis
Faydalı Bağlantılar / Useful links
http://en.wikipedia.org/wiki/Castellorizo
http://www.bing.com/images/search?q=castellorizzo&FORM=BIFD#
Meis Express – Ferry & Yacht Services
Hükümet Cad. No:16, 07580 Kas Antalya Turkey
Tel: +90 242 836 1725 (Pbx) Mobile: +90 532 331 9759 / +90 554 800 4010E-mail: info@meisexpress.com / info@ltbtravel.com
Haritada/ On Map
Milos Adası
Bu yaz çok uzun süredir istediğimiz Yunan adaları turunun ilk ayağını gerçekleştirdik. Amacımız tur teknesi, cruise ya da popüler adalar olan Mikonos, Santorini gibi yerleri görmek değildi. Yunanlıların en çok sevdiği ve gittiği adaları seçerek ilerlemek istedik. Her sene imkanımız dahilinde 2-3 ada gezerek tümüne gitmek amacımız. Bu seferki turumuza bir çift arkadaşımız ile çıktık ve keyifle dolaştık. Rotamız Atina üzerinden Milos, Serifos ve Sifnos adalarını içeren Kiklad (Cyclades) Takım adalarının ilk aşaması idi.
İki çift olunca çok güzel planlama yaptık. Bir çift restoranlar ve adada gezilecek yerlere odaklandı. Diğerleri ilk ada ve Atina’daki organizasyonu üstlendi. Arkadaşlarımız Naci ve Arzu’nun yakın tanıdıklarının Yunanistan’da yaşaması ile tur proğramımız konusunda gayet güzel bilgilere sahip olduk.
Kabaca planımız şu şekilde idi. THY uçağı ile Atina’ya uçtuk. Akşam vardık ve Atina’da güzel bir klüpte akşam eğlendik. Sabah uykusuz bir biçimde önceden almış olduğumuz Feribot biletleri ile Milos’a 2.5 saatlik bir feribot yolculuğu yaptık. Daha sonraki adalar Serifos ve Sifnos’u ayrıca yazacağımızdan çok detaylı anlatmıyoruz. Ancak toplam 3 ada ve 1 gecesi Atinada olmak üzere yedi gece geçirdik. Tadı damağımızda kaldı diyebilirim.
Öncelikle vizeniz var ise Yunanistanda gezmek son derece rahat. Uçaklar dolu, tıklım tıkış ve aslında bilmedğiniz kadar çok yerli ve yabancı Atina’ya uçuyor. Havalimanından ulaşım kolay. Servisler ya da bizim gibi kalablık iseniz taksiler çok akıllıca. Ekonomik krizin etkileri her yerde göze çarpıyor. Taksi şöförleri ile yaptığımız sohbetlerde bunu detaylıca gördük. Dil bilmeden gitmek sorun olabilir. İngilizceniz iyi ise herşey çok kolay. Yunanistan bir turizm ülkesi ve bu onlar için çok önemli bir sektör.
Feribotu bulmamız kolay olmuyor. Pire limanı çok kalabalık ve Cumartesi sabahı onlarca feribot var. Biletlerimizi internetten aldık ve bunları limandaki ofisten pasaport göstererek alıyoruz. Çok organize ve sorun olmuyor. Erken aldığımızdan bilet fiyatları son derece ucuz. Toplam 450 Euro ile 4 kişi 4 sefer feribota bindik. Bunların 2 tanesi 3 er saat. Biri 1.5 saat diğeri ise 25 dakika idi. Atina hareket ve dönüş ile kişi başı 3 adayı gezmenin maliyeti 113 euro.
Bazılarımız Feribot’ta uyuyor. Ben uyumuyor biraz Milos hakkında okumaya çalışıyorum. Yorgunum ama denizi izlemek keyifli. Yunanistan’ın en önemli iç turizm adalarından biri Milos. Volkanik bir ada. Girit denizi denen Girit ile Atina arasında kalıyor. Buradaki yukarıdaki harita gördüğünüz ada takımlarına Cyclades adı veriliyor.
Antik Yunan Sanatı’nın en ünlü heykellerinden biri olan Venüs ile ilgili ilk bilgiler burada bulunmuş. Milos’un iki önemli özelliği korunmuş köyleri ve plajları. Buradaki Mimarı beyaz Kiklad evlerinde göze çarpıyor.
Adada’da tam 70’den fazla plaj var. En uzunu Hivadolimni 1 km uzunluğunda. Bunlar şu şekilde sıralanıyor:
- Kuzey: Sarakino, Papafragas, Kapros, Pachena, Alogomantra, Konstantinos, Mitakas, Mantrakia, Firopotamos, Nerodafni, Lakida, Plathiena, Fourkovouni, Areti, Pollonia, Gourado ve Filakopi.
- Güney: Firiplaka, Paliochori, Provatas, Tsigrado, Agia Kyriaki, Psaravolada, Kleftiko, Gerontas, Gerakas, Agios Sostis, Mouchlioti, Katergo, Spathi, Firligos, Pialothiafes, Kalamos, Krotiraki, Psathi, Svoronou ve Sakelari.
- Batı: Agios Ioannis, Cave of Sikia, Agathia, Triades ve Ammoudaraki.
- Doğu: Voudia, Thalassa, Paliorema, Tria Pagidia and Thiafes.
- Liman Yakınında: Hivadolimni, Lagada, Papikinou, Fatourena, Klima, Skinopi ve Patrikia.
Yukarıda Kırmızı olan plajlara gittik. Friplaka plajına ise rahatlığından dolayı iki defa gittik.
Otelimiz Merkezde. Önceden ayırttığımız günlüğü 25 Euro gibi bir fiyat olan aracımızı alıyoruz. Ufak ama zaten fazlasına gerek yok. İlk hedef ilk plaj Paliohori. Burası 2-3 küçük işletmenin olduğu bir yer.
Hepimiz açız ve Sirocco isimli restoranın önündeki plaja kendimizi atıyoruz. Deniz muhteşem. Açlık çabuk geliyor ve hemen leziz yemeklerin tadına bakmaya başlıyoruz.
Yunanistan’da yemek yerken en önemli farklılıklardan biri fiyatlar Euro olmasına rağmen çok ucuz. Eğer aşırı aç değilseniz emin olun 5 Eurulok dev bir peynirli salata ile doyabilirsiniz. Biz yemek öncesi Fava, Domates kızartma ve Feta içeren yani bizim beyaz peynirli salata alıyoruz.
Fava ılık geliyor. Yemek olarak Volkanik olan adada ısınan taş kuyu kebabı, altta görülen dev tavuk şiş (Chicken Souvlaki) ve Kılıç balığı alıyoruz. İçecek olarak kimi zaman Kola, su ya da kimi zaman ise yerel içki olan Ouzo tercih ediliyor.
Buradan ayrılıyoruz ve adanın güneyinde sola soğru ilerliyoruz. Tsigrado plajı iple inilen harika bir plaj. Kaygan ve dar bir aralık olduğundan hanımları riske etmiyoruz ama aklım kalıyor.
Hava çok sıcak ve Firiplaka plajı çok yakın hemen oraya gidiyoruz. Bu plajda şezlonglar var. Yunanistan’da neredeyse 3 ada ve onlarca plaj dolaştık ve sadece 3 defa çezlong ücreti ödedik. O da kişi başı 5 Euro idi. Çeşmeye uzun süre neden uğramayacağımızın kanıtlarından biri.
Milos belediyesine Antimilos ve Akradies isimli küçük adalarda bağlı. Toplam oturan sayısı 5.000. Yazın daha kalablık oluyor. Adaların toplam alanı ise 160 kilometre kare. Afrodit heykeli Louvre Müzesinde, Yunan tanrısı Asclepius heykeli ise British Museum’da, Poseidon heykeli ise Atina’da sergileniyor.
Burada uzun süre yüzüyor ve dinleniyoruz. Burada yemek yenebiliyor. Tuvalet bu plajlarda yok. Duş’da keza Yunan plajlarında eğer özel değilse kesinlikle bulunmuyor.
Akşam yemek için eski şehre doğru yukarı çıkıyoruz. Buranın ismi Plaka ve limanda araba ile 5 dk mesafede. Arabayı bırakıyoruz ve servis ile çıkıyoruz şehre. Servis ücretsiz. Dönüşte ise yürüyerek iniyoruz. Burada büyük manastırın orda güneşin batışı muhteşem,kaçırmayın derim.
Plaka’da seçtiğimiz ve önerilen restoran Archantoula. Daracık sokaklarda bir çok restoran var. Burası bir aile işletmesi gibi. Enginar, Kalamar, Karides, meze ve balık söylüyoruz. Aman bizim gibi hepsini aynı anda sylemeyin bir an evvel yemeniz ve başkalarına masanızı satmak için hızlı servis yapıyorlar. Malum kriz… Yemekler muazzam. Ortam şahane. Etrafta ada kedileri. Yunan müzikleri ile sohbete sohbet katıyoruz.
Enginar burada ılık geliyor. Çok keyifli ve öneririm. Yemek sonrasında Palios isimli pastaneye gidiyoruz. Tatlılar görünüşte güzel ama Türk talıları ile karşılaştırmayın. Karpuzlu kekleri Karpuzaki ise çok beğenmiyoruz.
Yunanistan’da her zaman deniz ürünleri, beyaz peynirli salata ve mezeleri deneyin. Ama tatlı konusunda çok önerdiğimiz bir şey yok. Çay kaşığında mastika sakızı ve bir küçük bardak su içinde geliyor. En keyiflisi o. Sokaklarda geziyoruz ve fotoğraf çekiyoruz. El yapımı mum yapan bir atölye’den mum ve buzdolabı için magnet alıyoruz. Limana iniyoruz. Arkadaşlarımız odalarına çekiliyor. Biz ise limandaki Angelki dondurmacısından dondurma alıyoruz.
İkinci gün sabah güzel kahvaltı limanda. Burada soğuk kahve Frappe ve yumurtalı omletler favorimiz. Kruvasan’larda fena değil. Ama Frappe sanırım hiç bu kadar içtiğimizi hatırlamıyorum. Süper keyifli.
Hedef Sarakino plajı. Volkanik adanın ay yüzeyi gibi olan bu plajdaki su rengi ve sıcaklığı rüya gibi. Tertemiz ve altı tamamen kireçli kum. Dolayısı ile son derece sığ ve keyifli. Bu plaj tamamen doğal ve etrafta portatif soğuk içecek satan bir klübe dışında hiç bir şey yok. Buraya yakın bizim gidemediğimiz ve sadece bot ile ulaşılan Kleftiko’da önerilen yerler arasında.
Biz bu tatilde deniz, kum, güneş ve yemek odaklı olduğumuzdan müze gezmedik. Ancak madencilik, deniz ve Arkeoloji müzelerini gezebilirsiniz. Madencilik müzesi önemli.Denizcilik ve deniz ticaretinde önemli bir tarihi yeri olan ada da ayrıca Paskalya bayramları da çok eğlenceli etkinlikler ile kutlanıyor. Her sene Ağustos 31’de ise şehirde dev ateş yakılıyor ve gene eğlenceler düzenleniyor.
Burada çok fazla kalmıyoruz. Öğlen yemeği için Pollonia’da ARMENAKI restorana geçiyoruz. Burada deniz restoran’ın önünde ve muazzam. Serin ve hafif dalgalı. Çok keyif alıyoruz. Sonra restoranda harika bir yemek yiyoruz.
Bundan sonra kararımız ilk gün gittiğimiz plaja geri dönmek.Firiplaka ‘da uzun süre kalarak plajı neredeyse biz kapatıyoruz. Yüzüyoruz, yürüyüş yapıyoruz…
Döndükten sonra odalarda kısaca kalıp hemen günün son gecesini Oxamos isimli restoranda geçirmeye karar veriyoruz. Rezervasyona hiç bir zaman adalarda ihtiyaç duymayacağınızı düşünmeyin. Biz hep yaptık, tek yapmadığımız bu restoran’da ise ayakta bir süre bekledik
Bahçe içinde harika bir restoran. Ev ve lokal yemekler. Muhteşem mezeler… Bu restoran Milos’ta kesinlikle birşeyler yemeden gelinmemesi gereken yegane yer. Limana çok yakın ama yürüme ile yorulabilirsiniz. Topuklu üle yürümek hanımlar için zor olabilir. Gece dönerken de yol çok ışıklı değil. Araba ile giderseniz arkasında park var.
Buraya özgü keçi peyniri harika. Krema gibi ve sıcak eklemk ile geliyor. Ben çok enteresan ismi olan lokal bir kola içtim çok beğendim. Kuzu, Tavuk ve balık ile devam ediyoruz. Patates kızarmaları ve Fava’sı muhteşem.
Milos’ta biz tam iki gece ve iki gün kaldık. Yetti ama bir günümüz daha olsa bot ile tur yapmak isterdik. Buradan sonra Serifos isimli adaya sabah 10 Feribotu ile geçtik. O hikayemizde gene sayfalarımızda…
Gidilecek Restoranlar
- Plaka’da ARCHONTOULA
- Adamas’da OXAMOS, Alevromilos,Akrogiali
- Trypiti’de Ergina
- Ploonia’da ARMENAKI ya da Gialos
- Palaioxomi’de SIROCCO, Pelagos ve Piporto
Yapılmasını Önerdiklerimiz
- Zamanınız olursa bot turu, Kimolos ya da Anti Milos adaları ve Aspiramo plajı.
- Sülfür madenlerinin gezilmesi
- Kalamos volkanik merkez. Buradan çıkan buharı görebiliyorsunuz.
- Cape Vani
- Adamas, Plaka, Pollonia, Zefria ve Trypiti yerleşim yerlerinin gezilmesi.
- Balıkçı kasabaları ve renkgarenk evleri : Klima, Mandrakia, Fyropotamos, Mytakas,Areti ve Pachena
Sifnos Adası
Sifnos bu tatilimizde uğradığımız 3. ve son ada oldu. Burada 2.5 gün kaldık ve fazlası ile dinlenerek Yunan Adaları tatilimize noktasyı burada koyduk. Küçük bir ada Sifnos. Serifos’tan 25 dakikalık feribot seferi ile geldik. 55km kare yüz ölçümü var. Toplam 2.200 kişi yaşıyor. Kiklat takım adalarının batısında kalıyor.
Eski zamanda Altın ve Gümüş madenleri ile ün yapmış. Hala da üzerinde çalışıyorlar. 6.yy’da Yunanistanda en zengin ve görkemli adalardan biri imiş. Yunanlı tarihçi Pausanias’ın kayıtlarına göre büyük bir deprem sonucunda adanın madenleri yokolmuş.
Adanın batı kısmında liman var ve feribot buraya yanaşıyor. Arkasında Feribota rağmen olağanüstü temiz bir plaj var. Biz de burada yakın konakladık. Doğu tarafı ise daha yeşil daha bakir bölge.
Pire’den direk buraya gelmek yaklaşık 3 saat. Yazın çok kalabalık oluyor ve rezervasyon yapmazsanız bilet bulmanız çok düşük ihtimal.Sifnos’ta küçük bir heliport var ve buradan atinaya 4 kişi 250 Euroya tek yön gidilebiliyor.
Biz yukarıdaki haritaya bakarak söylersem Kamares’de kaldık. Plaj olarak hemen önümüzdeki plajı kullandık. Tüm adayı gezmemize rağmen Platis Gialos ve Vathi plajlarında denize girdik ve yemek yedik. Adanın Hora yani eski şehri apollonia’da ise yemek yedik gezdik ve gördük.
Sifnos gene araba kiralayarak keyifle gezebileceğiniz bir ada. Taxilerle de uaşım kolay olmasına rağmen araç ile keşfetmek son derece keyifli. Biz genelde öğlen sıcağında klimalı araba ile gezerek çok yer görme fırsatı bulduk.
Adanın başşehri olan Apollonia aslında bir çok küçük köylerin birleşiminden oluşuyor. Burada banka, posta ofisi, taxi durağı, cafeler, gece klüpleri ve hediyelik eşya dükkanları var.
Biz gitmedik ama Folk Art Museum müzesi Nisan -Ekim arası açık.Yokuştan yukarı çıktığınızda Artemonas, daha az hareketli ama güzel Kiklat mimarisi ile görülmeye değer.
Eski madenler ve kliseler alacağınız turist haritasında mevcut. Buraları gezmek isterseniz yön tabelları ve yürüyüş rotaları mevcut. Ancak dediğim gibi kesinlikle sıcakta su almadan çıkmayın.
Mycenean Citadel, Aghios Andreas tepesinden sonra görülebilen bir kilise. Dik bir yokuştan çıkılıyor. Bu yol Vathi plajının batısında kalıyor ve Apollonia’nın 2km güneyini denk geliyor. Gene buna benzer Aghios Nikitas ise Apollonia kasabasının 5 km kuzey batısında.
Vathi plajını biz çok sevdik. Geniş, rahat.. Güzel restoranlar var. Burada çok kaliteli bir otel’de vardı. Burası büyük ve az kalabalık. Tercih etmenizi öneririm.
Kastro ise şehrin eski merkezi. Genelde diğer ada hikayelerimizde anlattığımız gibi, kiklat adalarında genelde şehir merkezleri istiladan ve korsanlardan da korunmak için genelde şehrin ortasında ve tepede. Bembeyaz evleri, sokakları ile güzel bozulmamış bir yer.
Kastro’dan Apollonia’ya 3 kilometrelik yolu yürümeniz mümkün. Yürüyüş yolları adada bolca var. Kastro’da aynı zamanda küçük ve güzel bir Arkeoloji müzesi de var. Salı ve Pazar arası 15:00’e kadar açık.
Cheronisos ise bir balıkçı kasabası. Küçük plajı ve tavernaları ile görülmesi gereken diğer bir yer. Chrisopigi adanın doğusunda küçük bir kilise.
Kamares adada bizim kaldığımız Feribot’un da yanaştığı liman şehri. İner inmez her yer kafe, restoran ve rent-a-car firmaları ile dolu.
Buradaki plaj ise Feribot’a rağmen mavi bayraklı ve biz yüzmeye doyamamıştık. Ulaşım açısından kalmak için çok keyifli.
Biz ayrıca adadayken Plati Gialos isimli plaja gittik. Burası en uzun plaj. Yazın çok kalabalık. Plati Gialos yanında ise Lazarus plajı var.
Burası özel, girişi ücretsiz ancak sanıım şezlonglar 5 euro idi. Muhteşem güzel bir yer. Servis kaliteli, çok pahalı değil. Kayalardan denize giriyorsunuz. Çok güzel bir denizi var.
Bizim gitmediğimiz diğer bir plaj ise Faros idi. Rüzgarlı ancak yanındaki tavernadaki ahtapot ızgarasını herkes methetmişti.
Sifnos’tan biz Ouzo, küçük hediyelikler aldık. Ancak capari turşusu ya da çiçeği, kurabiyeler ve tatlıları da genelde buradan alınıp götürülenler arasında geliyor.
Gerontopoulos tatlı dükkanı’na uğramanızı öneririm. (22840 32207) Cheronisos’tan ise el yapımı kap almak iyi bir fikir olabilir.
Gelelim yemek konusuna.. Bizler limanda bulduğumuz muhteşem Argyris isimli lokantada iki gece yemek yedik. Başka alternatif aratmayacak kadar muhteşem. Kalitesi çok iyi. ,
Yemekler leziz. Bitmeden Kuzu etini denemenizi öneririm. Mezeler ve balık taze. Porsiyonlar kocaman.
Denize nazı, bol gürültülü ailelerin gittiği bir restoran. Kalabalık ve neşeli. Servis hızlı ve çok iyi. Sahibi ile Istanbul muhabbeti yaptık iki gece gidip iyi bahşiş bıraktığımızdan dolayı.
Diğer önereceğim restoranlar ise :
- Artemonas’da Liptrivi,
- Apollonia’daki tatlıcı Gerontopoulos,
- Kastro’da To Astro ve Leonidas tatlı için To Konaki. Ekmek tatlısını denemeniz için enteresan.
- Faros balıkçı kasabasındaki Tavernalar taze balık ve meze için ideal.
- Sifnos’un eritme peynirini beyaz peynire bu adada tercih etmeniz lazım. Manoura isimli diğer bir yoğun peynir ise kırmızı şarap işle muhteşem gidiyor. Varsa ısrarla isteyiniz.
Gece yaşamı Apollonia’da. Burada barlar ve klüpler mevcut. Küçükler ama haftasonu çok kalabalık oluyorlar. Argo ve Angel bunlardan ikisi. Kastro’da ise Dolci’ye gidebilirsiniz. Beach Club ise Lazarou.
Konaklama önerilerimiz ise şunlar:
- Bizim kaldığımız otel ALK. Kamares’de. Güzel bir otel. Temiz ve sahiplerinin yanında çalışan arkadaşın eşi İzmir göçmeni.
- The Petali Village Hotel Ano Petali tel: +30 22840 33024 fax: +30 22840 33391 Bu en klas otellerden biri.
- Hotel Alexandros, Platis Gialos, ☎ +30 22840 1300-2 Aile oteli. 50 odası var.
- Elies ise Plati Yialos bölgesinde. Yeni bir yerleşim bir çok küçük konaklama imkanı sunan alternatif bulabilirsiniz.
- Camping Makis veCamping Plati Yialos bize önerilen iki önemli kamping alanı idi.
Serifos Adası
Daha önce sizlere Milos adası turumuzdan bahsetmiştik. Bu adadan sonra dalgalı bir feribot yolculuğu ile Serifos adasına geçtik. Milos ve Sifnos arası yaklaşık 1.5 saat sürüyor.
Her gün 3 tane feribot rahatlıkla bulabiliyorsunuz. Feribotlar son derece rahat ve keyifli ama yaz aylarında rezervasyon şart.
Ana limanın adı Livadhi. Ve bizde buraya yakın bir otelde konakladık. Burada konaklama olanakları çok fazla. Yukarıdaki romantik fotoğrafımızın çekildiği tepe şehir ise Hora , bazen Pano Hora ‘da deniliyor adanın eski başkenti.
Bembeyaz daracık sokaklar, aralıklar, yapışık evler ile muhteşem bir nokta. Burayı detaylı anlatacağız.
Serifos küçük bir ada. 1.100 gibi bir nüfusa sahip ve 65 km kare büyüklüğünde. Her zamanki gibi araba kiraladık ve bakir, dar yollardan oluşan çevresini iki kere turladık. Harika plajları, dokunulmamış tarihi şehiri Hora ile çok ama çok güzel bir ada.
Bakır madenleri teee Minoan zamanlarından 1960’lara kadar dünyaya ithal edilmiş. Hala bazı yerlerde bunlara ait tren rayları ve işaretleri görebiliyorsunuz.
Pers savaşlarında önemli bir aktarma yolu olan Serifos, Roma zamanında ise sürgün adası olarak kullanılmış.
Daha önceden bahsettiğimiz gibi Pire limanından çıkan Katamaran, ya da Hydrofoil tekneler Milos, Sifnos, Serifos, Amorgos ve Mikanos şeklinde çoğunu turluyor ve ulaşım kolay.
Ada da ise bence araç kiralamak hem ucuz hem de en güzel keşif yöntemi. Ada içinde Kaiki yani Kayık denen sahilden plajlara düzenlenen plaj turlarına ve kiralama opsiyonlarına da limanda akşam göz atmanızı öneririz.
Livadhi plajı hemen şehrin yakınında. Buraya ulaşmak için Agios Yiorgos kilisesini geçmeniz gerekiyor.Patikadan giderseniz daha hızlı.
Biz ilk gün arabamızı alıp doğruca Vagia, Psili Ammos ve Ganema isimli plajları keşfe çıkıyoruz.
İlk durağımız ilk gün için hemen şehrin biraz uzağındaki Livadakia plajına gidiyoruz. Hava biraz dalgalı. Kalabalık ama bol müzikli bir plaj. Hemen yanında kamping var.
Ertesi gün hedefimiz ise Ganema var. Burası harika bir plaj. Arabanızı yolun kenarına koyuyorsunuz. Plaja doğru yürürken rüzgar sert esecek korkmayın, plajın sonuna doğru gidin.
Deniz taşlık. Ayağınızda terlikle girip sonra çıkmadan kıyıya atmak akıllıca çözüm. Şemsiye yok. Kendiniz getirin ya da çocuğunuzu yakındaki ağaç altına oturtun…
Buradaki salaş restorana yakında olmakta her zaman fayda var. Yemekleri muhteşem. Ahtapot, patates kızartması, enginar, beyaz peynirli salata… Hepsi nefis ve çok ucuz.
Biz ikinci günün tamamını bu plajda geçirdik ve çok keyif aldık. Diğer önerilen plajlardan Megalo Livadi, Vagia ve Psili Ammos ise bizim zamanımızda fazla rüzgarlı idi.
Serifos yürüyüş yapmak içinde nefis bir ada. Hava çok sıcakken dikkat etmenizi ve su almanızı öneririz. Bir çok kilise ve eski binayı görmek için bol yokuşlu doğu kısmından başlayabilirsiniz. Ada çok dik ve yokuşlu ama manzaraları nefes kesici.
Yemek ve içecek konusunda ise önerilerimiz şu şekilde, öğlen yemekleri için güzel tavernalar Psili Ammos’da Stefanakos ya da Manolis ve Plati Gialos’da Nikoulias.
Akşam yemeklerinden çnce ya da sonra birer içki almak isterseniz limanda deniz kıyısında değil kaldırım tarafında 80 ve 90’lı yıllara ait müzikleri dinleyerek güzelce Ouzo, Bira ya da Metaxa içemenizi öneririm.
Bizim Ganema plajındaki tek restoran amcamızda enfes. Akşam yemekleri için biz limandaki Takis’i tercih ettik. Burada Kiklopas ve Ouzeri tis Kalis ya da Hora’ya çıkarsanız yani tepede Plakes en güzel restoranlardan biri.
Konaklama için size önerim limanda kalın. Hora’dan arabanız yoksa manzara kiraladığınız odalarda rüya gibi olabilri ancak pratik olmaz. Indigo Studios, Livadi, Serifos, Greece, ☎ 22810-52548 bir alternatif.
Sabah kalvaltılarında ise limandaki kafelerde omlet ve Frappe alarak kahvaltı yapmanızı öneririm. Gene fiyatları çok uygun. Ücretsiz Wifi da cabası.
Biz Studio Eliza’da kaldık. Ucuz ve misafirperverlerdi. Odalar küçük ve fazla bir şey beklemeyin. Kamp aypacaklar için geminin yanaştığı limanın solundaki plajda harika bir kamping var ve çok eğlenceli.
Hora, yani şehrin eski başkenti için ayrı bir parantez açmak lazım. Bir kere buraya kesinlikle güneş batmadan 1 saat önce gidin. Güneş batışını en tepedeki kaleden seyredin ve fotoğraf çekin. Ara sokaklarında kaybolun, şu ekonomik krizde pazarlık etmeden küçük tefek şeyler alın ve esnafı mennun edin.
Limandan sürekli otobüs Hora’ya gidiyor. Araba kiralamadıysanız öneririz. Eski ama çok güzel bir mersedes otobüsleri var. Ya da patikalardan yürümeyi seçebilirsiniz ama bu çok yorucu ve uzun sürecektir.
Diğer bir öneri Otobüs ile çıkıp yürüyerek dönmek olabilir. Daha az yorucu olacaktır.
Bizans mimarisini sevenler için ve Ortodoks kilisesi tarihi için şehir önemli. Aşağı inerlen Panagia kasabasındaki Koimisis Kilisesini görmenizi öneririz. Çok iyi korunmuş bir 10. yy kilisesi. 12. yy’da ise içine freskler yapılmış.
Biz kasabadan biraz aşağıda bulunan harika ev yemekleri yapan bir Kıbrıslı rum lokantasında yemek yedik. Bol eğlenceli ve keyifli bir yemek idi. Şeftali kebabı gene burada yemenizi öneririm. Ancak normal koyun eti ile domuz etini birbirine karıştırarak yapıyorlar buna dikkat ediniz.
Sedef buradan harika bir şapka aldı. Büyükçe ve çok görkemli. Fiyatlar turistik kasabalara göre ucuz. Hora meydanında Cuma ve Cumartesi akşamları eğlence ve yemek için ada sakinleri ve turistler bir arada. Burada oturup birşeyler içmenizi öneririz.