Yıllar önce lise arkadaşlarımla 1.5 günde gördüğüm bu muhteşem şehri bu sefer eşimle dolu dolu ve çok detaylı gezerek adeta bir rehber şeklinde yazmaya çalıştık. 80’e yakın güzel fotoğrafı ile karşınızda, Venedik !
Venedik havalimanına geldikten sonra, şehre gitmek için bir kaç alternatifiniz bulunmakta. Biz deniz otobüsü adı verilen Vaporetto ile yolculuk ettik. Yaklaşık 1 saat 15 dakika da San Marco meydanına vardık.
Bu yolculuk için önerimiz havalimanı transferi ve kalacağınız gün kadar şehir içi kullanacağınız deniz otobüsü biletini de birlikte paket olarak satın almanız. Bu sayede yüksek ücret ödesiniz bile daha uygun bir şekilde seyahat edebileceksiniz. Venedik uygun uçak bileti bulmak için, uçak bileti sorgulama sitelerine bakınız.
Çok fazla yürüyen ve bizim gibi yorulmayan bir çift iseniz şehir içi vapur ulaşımı anormal gerekli değil. Venedik bölgelere ayrılmış bir şehir bunu da yol iz bulurken hatırlamanızda fayda var.
San Marco meydanı büyük bir meydan. Meydanda görülmesi gereken St. Marco katedrali ve içeride bulunan Istanbul’un latin istilası sırasında kaçırılan bakır karışımı dev at heykelleri bulunuyor.
Katedralin karşısında bulunan Müze Correr ve Kütüphanesi, muhteşem saat kulesi, Palazzo Ducale ve bu saraya giderken mahkumların son bir kez şehre bakip ah çektikleri “bridge of sighs” yani “ahlar köprüsü” görülmesi gereken yerler.
Tarihi yerleri tamamladıktan sonra San Marco meydanında bulunan Cafe Florian ve Cafe Quadri isimli tarihi 200 seneye kadar giden kafelere uğrayabilirsiniz.
Tavsiyem kahvenizi ayakta bar kısmında içmeniz, zira masada oturursanız ayni kahve için üç misli kadar para ödüyorsunuz. Kahveler 2.50 euro civarı, masaya geçince 8 euroya çıkıyor ve turistik yerlerde bu tip ufak detaylara dikkat etmek gerekiyor.
Bundan sonra yazımızda Venedik Haritasını elinizde tuttuğunuzu varsayarak anlatacağız. Böylelikle daha kolay planlama yapabilirsiniz.
San Marco meydanının tam karşısından deniz sırtınızı verdiginizde kuzeyinde kalan sokak Torre del Oregio. Bu sokak sizi Rialto köprüsüne çıkaracak.
Karşıya geçince sağda nehir kıyısında Pazar yeri, kafeler, sebze meyve balık ve akşamları şarap evleri ve gençlerin eğlence mekanı bulunmakta.
Sağdan Gran Canale üzerinden yürüyüş yapma şansına sahipsiniz.
Ara sokaklar ve deniz kıyısında bir çok büyük ve güzel evler ve Palazzolar bulunmakta.
Gian Como del orio meydanına yürürseniz, Palazzo Gradenigo’yu görüp yandan Scalzi köprüsüne varırsınız.
Köprüyü geçtikten sonra sol tarafta tren istasyonu bulunmakta. Sağda ise Di spagna caddesi yer almakta. Bu cadde üzerinde sandviç ve dondurma dükkânları ve alışveriş imkanı sunan yerler bulunmakta.
Guglie köprüsüne vardıktan sonra karşıya geçip sola dönerseniz sağdaki 3. eski tahta kapı sizi Ghettoya çıkaracaktır. Ghetto 16.yy da yahudilerin aksam güneş batışından, doğuşuna kadar yaşamaya zorlandıkları bölgedir.
O dönemlerde etfafı kapılarla çevrilidir ve akşamları hiç bir Yahudi şehrin içinde Ghetto dışında kalamaz. Sonradan diğer dillere de Ghetto kelimesi buradan geçmiştir. Ghetto da yahudi muzesi ve sinagog bulunmakta.
Haritada doğu yani sağa doğru ilerlediğinizde Tersa Forsetti caddesi Conetta caddesine bağlanmakta. Bu cadde sizi Strada Nuove yani yeni caddeye çıkaracaktır. Burada Palazzo Fontana ve Ca d’oro yu göreceksiniz.
Burada yorulduysanız tekne ile tekrar batı veya kuzey yönlerine hızlıca ulaşabilirsiniz.
Strada Nuova caddesini bitirdikten sonra batıya doğru San Aposteli klisesini icinden güneye dönüp, Rialto ve san Marco tabelalarınız takip ederek geriye gününüzü tamamlayabilirsiniz.
Akşam yemeği için biz Alle Testiere isimli Trattoria’yı seçtik, son derece popüler olan Trattoria”nın yemekleri şahane, rezervasyonunuzu önceden yapmanız gerekiyor.
İkinci gün gene yürüyüşünüze Rialto köprüsünden kuzeye geçerek başlayabilirsiniz. San Giovanni caddesini girip sola doğru ilerleyebilir ve All Arco isimli trattoria da yemek yiyebilirsiniz.
Daha sonra haritanızda sol yani batıya doğru devam edin. Aponal meydanını geçerken ünlü pastane Rizzardini de ucuza kahve ve muhtesem tatlılar yemeyi unutmayınız.
San Campo Polo meydanına geldiğinizde gene diğer bir yemek alternatifiniz ise Antica Birrara restoran olmalı. (Akşam ve öglen taze ev yapımı makarna)
Meydanda klisenin solundan girdiğiniz sokak üzerinden S.Polo caddesine girin ve gene size önereceğimiz La Patatina osteriasını farklı bir seçim olarak kullanabilirsiniz.
Buradan Campo Frari klisesi, San Rocco okuluna uğramadan geçmemenizi öneriyoruz. La Fenice tiyatrosunu görmek ve mümkünse opera seyretmek müthiş bir deneyim olabilir.
Daha sonra yönünüzü haritanın altına doğru yani güneye çevirirseniz, San Pantolon meydanı ve kilisesini görebilirsiniz.
Oradan istikametiniz San Margarita meydanı olmalı.
Burada önerimiz Cafe Rosso’da 60 yıllık kahve makinesinden kahve içebilir ve Campari ile cam kenarında oturup sohbet edebilirsiniz. Aynı meydana Cumartesi gecesi de geldik, öğlencilerden dolayı çok kalabalık ama bir o kadar da neşeli ve eğlenceli idi.
Akşam yemeği için önerimiz ise gene buraya yakın A Beccafico isimli restoran.
Venedik seyahati adalara uğramadan tamamlanamaz. Murano ve Burano bizim seçimimiz.
Fonte Nuove deniz otobüsü istasyonuna keyifli bir ara sokak yurüyüşü ile varıyoruz. Buradan Murano ve Burano adalarına kalkan vapura biniyoruz ve Cumartesi yarım günümüzü dolu dolu burda geçiriyoruz.
Murano adası cam isçiliği ile ünlü ve ticaretini bunun üzerine kurmuş dünyanın her yerine muhteşem avizeler ve cam ev eşyaları gönderiyorlar.
Burano adası ise dantel ve el isleriyle ün yapmış. Adadaki evler rengarenk küçük birer pasta gibiler.
Murano ile arasında yolculuk yaklaşık 20 dakika kadar. Ben Burano adasını daha çok beğeniyorum, renkli küçük evler çok hoşuma gidiyor.
Akşam geri döndüğümüzde soluğu meşhur Danieli otelinde alıyoruz. Venedik içinde birbirinden güzel oteller bulabilirsiniz. Danieli ve Gritti gibi otellerde kalmak biraz maliyetli oluyorsa bir kahve ya da içki içip atmosferi soluyabilirsiniz.
Danieli otelinden çıkıp Zatteria bölgesinde tarihin kıyısında yürümek ve kuzeye doğru ara sokaklarda kaybolmak çok keyifli.
Sonra otele dönüp dinleniyoruz.
Ve akşam elimizdeki Vaporetto biletleri ile Peggy Gugenheim müzesi ve Santa Maria della Saluto ve bu lokasyonda sahilden uzun yürüyüş yapıyoruz.
Buradan geriye tekrar batı ve kuzey yönüne 10 dakika kadar ara sokaklardan yürüyüp, Margarita meydanına geri yaklaştık.
Bu akşam yemeği için seçimimiz ise La Bitta restoran idi.
Eğer açık ise yakınında bulunan La Futovella veya Ca d’oronun arkasında olan La Vedova isimli Trattoriaları öneririz ancak rezervasyon şart.
Gece yemek sonrası içki ve şarap için Rialto market yakınında bulunan Naranzia isimli bar veya yakınındaki diğer eğlence mekanlarını öneririz.
Son yarım günümüzde ise Rialto köprüsünden bu sefer Cannereggio bölgesinin altında kalan bölge ve daracık sokakları gezme fırsatı bulduk.
Pazar günü nispeten daha sakin geçti. Daha sonra gene San Marco meydanı üzerinden 1 saatlik bir deniz seyahati ile yolculuğumuzu havalimanında sonlandırdık.
Venedik ile ilgili Kısa İpuçları
- Kahvenin oturarak değil ayakta içilmesi. (Maddi ve zaman anlamında akıllıca)
- Maskelerin ve hediyeliklerin San Marco meydanında çok pahalı oduğu. Orjinal ve iyi maskenin kağıttan ve el emeği ile yapılması. Plastik olanlar Çin malı ve makbul değil.
- Venedik Bienali, Venedik Festivali ve Venedik Maratonu önemli etkinliklerden bazıları.
- Deniz ürünleri çok yeniyor. Çiğ olarak da tüketilmekte. Makarnalar mürekkep balığı sosu ile siyah olarak sunuluyor.
- Araba yok bu şehirde. Araba ile gelirseniz şehirden çok uzağa park etmek zorundasınız.
- La Fenice Tiyatrosunda oyun görmek.
- Vivaldi konseri ve müzesi.
- Lokal küçük restoranlarda (Trattoria ve Osteria) yemek yemek. Yoksa çok büyük bir hayal kırıklığı ile şehirden ayrılabilirsiniz.
- Harita ve yön bulmak bilmeyenler için zor. Elinizde fosforlu küçük bir kalem ile ilerledikçe yolları işaretlemek akıllıca. En detaylı harita bile bazen yetersiz.
- Gondola binmek çok pahalı topluca yapmanızı öneririz. Babadan oğula geçen bu meslek zor ve bu yüzden pahalı.
- Çok ciddi pazarlık yaparak binmenizi öneririz. Söylenen rakam 40 dakikası 80 Euro :(
- Aperatif saatinde lokal barlardan bir tanesine girip içkinin yanında sunulan mezelerden yemek kaçınılmaz…
- Kiliselerin bazılarının girişleri paralı. Sadece kapıdan baktığınıda bile yeterli olabiliyor.
- Bizans ve Arap mimarisi ve sanatı şehre hakim. Evlerin iki girişleri var lagun ve kara tarafı olmak üzere.
- Her iki tarafta da kapı ve dış cepheler çok etkileyici. Evlere ve palazzolara restorasyon çok fazla yapılamıyor. Orjinal hallerini koruyorlar. Tarihe ve eski eserlere saygı. Evlerin metrekaresi 1 milyon Euro’ya yakın.
- St Marco bazilikasını gezdikten sonra (Bu arada gezerken mozaiklere hayran olmamak imkansız); Latin istilası sırasında İstanbul’dan çalınan atları görmek için bazilikanın tepesindeki müzeye çıkmak gerekiyor. Atların sahteleri ise tepedeki terasta zaten dışarıdan da görülüyor ancak terasa kesin çıkın, manzara harika.
- Rialto köprüsünün arka tarafında kurulan taze meyve sebze ve balık pazarı ilginizi çekebilir. Etrafında barlar ve yemek yerleri bulunuyor.
- Cicchetti, Ispanyollarin tapas, bizim meze turu kucuk tabaklarda hazirlanan atistirmaliklar, Venediğe özgü. Mutlaka tatmaniz gerek.
- Damaginizi tatlandırmak için ise bademli ve ricotta peynirli kekleri enfes özellikle Rizarrdini kafe de. Şehrin en eski pastahanelerinden ayrıca en güzel espresso burada.
- Adres bulmak için gideceğiniz yerin ismini söylemeniz yeterli. Venedikliler sokak isimleri ve kapı numaralarıyla pek ilgili değiller.
- Venedik ve Bellini ailesi; Fatih Sultan Mehmed’in portresini yapan Gentile Bellini, Venedikli.

Fırat Kara
Haziran 3, 2014 at 10:30 am
Harika bir tanıtım olmuş. Daha önce gördüğüm Venedik’i farklı bir gözle ve farklı bir açıdan yeniden gezmiş gibi oldum. Ayrıca kaçırdığım detayları ve bazı merak ettiklerimi de öğrenmiş oldum. Eline sağlık…
Benim gezenlere tavsiyem özellikle edebiyata ilgi duyanlara… Nobel ödüllü Thomas Mann’ın meşhur Venedik’te Ölüm romanı (filmi de çekilmişti) Venedik’e çok yakın Lido Adası’nda Hotels Des Pains de geçiyo. (Gerçi otel restore edilip araplara satılacaktı ada halkıda buna çok tepkiliydi. Şu anda durum ne bilmiyorum ama burayı adada kime sorsalar gösterirler.) Bu küçük adayı ve şirin oteli de görsünler. otelin önünde çok şirin bir plaj da var. Adaları gezmek için günlük vapur bileti tercih edilebilir, daha ekonomik olur…