İnsanın 13-15 senelik dostlarının hele hele 31 yaşında olup bu kadar uzun süreli dostlarının olması ne kadar keyifli bir bilseniz…
Askere giden arkadaşlarının yanına bile gidip onu orda yanlız bırakmamak, bir de bu ekip doğa tutkunu ise…
İşte o zaman sümelanın yolları da , yenilen yemeklerde, sislerin içinde sohbetlerde bir başka oluyor….
Yazının devamını lütfen okuyunuz ….
Asker Kerim (hoş; bitirdi geldi allahtan) karşıladı bizi alandan… Uniformalı… Arabamıza atladık doğru ca KTÜ içindeki misafirhaneye.. güzelce yerleştik. Hasretle sohbetler gece 02’lere kadar…
Sabah erken kalkış..sabah sporundan gelen dostumuzu bekleyiş. Sonra izini komutandan aldığımız gibi doğru sümela’ya kaçış… Yolda coldplay eşliğinde sessiz sadece bakışlarla bile anlaşan 4 kafadar… Ömür, Mete, Kerim ve bendeniz….
Sümela‘ya yaklaşıken başlayan vadilerde yankılanan seslerimiz, kah kahkaha, kah yaşanan sıkıntıların paylaşımı ve hüzün…
Yolda tıka basa yenen anadolunun o kekik kokan etinden köfteler, yoğurtlar, yöresel tatlar…
Şelalenin başında sesimizi duyurmaya çalışmamız koca dağlara, ormanlara… Yokuş patikalarda yorulduğumuzda birbirimize destek… Gördüklerimizi birbirimize göstererek keyfi paylaşmak…
Sislerin içinde özgürlüğü solumak…. 2 gün bile olsa 5 aydır görmediğimiz dostumuzla kucaklaşmak…
Başka şey söylenir mi ?
MERYEM ANA (Sumela) MANASTIRI:
Yazı Kaynak : Trabzon Turizm İl Müdürlüğü; Fotoğraflar için tıklayın
Trabzon’un Maçka İlçesinin Altındere Köyü sınırları içinde, Altındere vadisine hakim Karadağ’ın eteklerinde sarp bir kayalık üzerine kurulmuş olan Sümela Manastırı, halk arasında “Meryem Ana” adı ile anılır. Vadiden yaklaşık 300 metre yükseklikte bulunan yapı, bu konumuyla manastırların şehir dışında, ormanlarda, mağara ve su kenarlarında kurulma geleneğini sürdürmüştür.
Meryem Ana adına kurulan manastırın “Sümela” adını “siyah” anlamına gelen “melas” sözcüğünden aldığı söylenmektedir. Bu ismin manastırın kurulduğu koyu renkli Karadağlar’ dan geldiği düşünülmekte ise de, Sümela kelimesi buradaki Meryem tasvirinin siyah rengine bağlanabilmektedir.
Rivayete göre; Bizans İmparatoru I. Theodosius zamanında (375-395) Atinadan gelen Barnabas ve Sophranios isimli iki rahip tarafından kurulmuş olan manastır, 6.yüzyılda İmparator Justinianus’ un manastırın onarılarak genişletilmesini istemesi üzerine Generallerinden Belisarios tarafından tamir edilmiştir.
Sümela Manastırı’nın şimdiki durumuyla varlığını 13.yüzyıldan itibaren sürdürdüğü bilinmektedir. 1204 tarihinde kurulan Trabzon Komnenosları Prensliği’ nden III Alexios (1349-1390) zamanında manastırın önemi artmış ve fermanlarla gelir sağlanmıştır. III Alexios’ un oğlu III Manuel ve sonraki prensler döneminde de Sümela yeni fermanlarla zenginleştirilmiştir.
Doğu Karadeniz kıyılarının Türk egemenliğine girmesini takiben Osmanlı Padişahları pek çok manastırda olduğu gibi Sümela’ nın da haklarını korumuşlar, bazı imtiyazlar vermişlerdir.
Sümela Manastırı’nın 18. yüzyılda bir çok bölümü yenilenmiş, bazı duvarlar fresklerle süslenmiştir. 19. yüzyılda büyük binaların ilave edilmesiyle manastır muhteşem bir görünüm kazanmış, en zengin ve parlak dönemini yaşamıştır. Bu dönemde son şeklini alan manastır pek çok yabancı seyyahın ziyaret ettiği, yazılarına konu edilen bir yer haline gelmiştir.
Trabzon’un 1916-1918 yılları arasındaki Rus işgali sırasında manastıra el konulmuş, 1923’den sonra tamamıyla boşaltılmıştır.
Sümela Manastırı’nın başlıca bölümleri; Ana kaya kilisesi, birkaç şapel, mutfak, öğrenci odaları, misafirhane, kütüphane ile kutsal ayazma’dır. Bu yapılar topluluğu oldukça geniş bir alan üzerine inşa edilmiştir.
Manastırın girişinde su getirdiği anlaşılan büyük su kemeri yamaca yaslanmış durumdadır. Çok gözlü olan bu kemerin bugün büyük bölümü yıkılmıştır.
Dar uzun bir merdivenle manastırın ana girişine ulaşılmaktadır. Giriş kapısının yanında muhafız odaları bulunmaktadır. Buradan bir merdivenle iç avluya inilmektedir. Solda, manastırın esasını teşkil eden ve kilise haline getirilen mağaranın önünde çeşitli manastır binaları bulunmaktadır. Sağ tarafta kütüphane yer almaktadır. Yine sağda yamacın ön yüzünü kaplayan büyük balkonlu bölüm keşiş odaları ve misafir odaları olarak kullanılmıştır ve 1860 yılına tarihlenmektedir.
Avlunun etrafındaki binalarda odalardaki dolapları, hücreleri, ocakları ile Türk sanatının etkileri de görülmektedir.
Manastırın ana ünitesini meydana getiren kaya kilisesinin ve ona bitişik şapelin iç ve dış duvarları fresklerle donatılmıştır. Kaya kilisesinin içinde avluya bakan duvarda III. Alexios dönemine ait fresklerin varlığı tespit edilmiştir. Şapeldeki freskler ise 18. yüzyılın başlarına tarihlenmektedir ve üç ayrı devirde yapılan üç tabaka görülmektedir. En alt tabakanın freskleri daha üstün niteliktedir.
Sümela Manastırı’nda yer yer sökülerek alınmış olan ve oldukça harap bir görünüm taşıyan fresklerde işlenen başlıca konular İncil’den alınmış sahnel
er, Hz. İsa ve Meryem Ana’nın hayatı ile ilgili tasvirlerdir.
Manastırın tehlike arzeden önemli bir bölümü restore edilmiş olup, restorasyon ve konservasyon çalışmaları devam etmektedir.
Wikipedia’dan Sümela manastırı ile ilgil tarihi bilgi için tıklayın…
Tags: Karadeniz Gezisi, Trabzon Sümela, Sümela Manastırı Gezisi
Misafir
Eylül 5, 2008 at 5:49 pm
selam, Televizyonda gordum sitenizi ama beklediğim kadar profosyonel cıkmadığını uzulerek belirmeliyim. Arkadaşlarınızla aranızda paylasım sitesi gibi sanki….fotograflarda sadece kafalar ve insanlar var. Yazık etmişsiniz. naerdem@hotmail.com