Atlanta’ya 6 günlük bir iş ziyareti gerçekleştirdim. Bu iş ziyareti sırasında şehri çok gezme fırsatı bulamadım. Ancak elimden geldiğince gezebileceğim noktalarına gittim. Sabah erkenden kalkıp 2 defa uzun mesafeli koştum. Elimde harita bilmediğim mahallelere daldım , çıktım gayet eğlenceli idi… Öncelikle 3 günlük çeşme gezisi sonrası 6 saat içinde Atlanta’ya gitmek zorunda kaldım. Dolayısı ile aktarma yaptığım Amsterdama ilk uçuşum uçağında müsait olmasından dolayı kesintisiz uyumak ile geçti.
2. uçuşumda ise uçakta kitap okuma, jimlastik yapma ve film izleme gibi aktivitelerden dolayı 9 saati doldurmak ile geçti. Şehrin tam ortasında olan otelime varmam havalimanından 20 dk sürdü. Havalimanındaki ekstra güvenlik ve valizlerinizi önce alıp sonra verip metro ile peşine düşmemi saymazsam tabiiki… :-)
Ertesi sabah ilk ziyaretimiz ekip arkadaşlarım ile Bagel Factory oldu. Simit benzeri ve üstüne sossürülerek yenen bu hamur işini ben içinde yumurta ile tercih ettim bir de üstüne sosisliyi cila çekerek güne başladım…
Microsoft Türkiye Ekibi; Emre, Egemen,Ceren ve Fırat…
Şehrin içerisi ise gayet düzenli.Atlanta’nın en önmli özelliği ABD’deki en büyük Afro-Amerikan topluluğu barındırması. Bunun sokakta, kafeteryada, restoranda her yerde görüyorsunuz. Sokaklar boş. Nüfus çok yoğun değil. Krizden dolayı çok fazla evsiz ve sokakta dilenen insanlar var. Özellikle trafik ışıklarında. Bu arada belirteyim; Atlanta’nın şehri şeftali meyvesi ile anılmakta.
Sürekli oalrak gün içerisinde ise konferans ve toplantılarla geçirdiğimiz gün sonrasını toplu alışveriş için Mall denilen büyük alışveriş ve ucuzluk merkezlerine giderek geçirdik. Çok ciddi miktarda bir alışveriş yapmasamda acil durum için gereken ilk yardım malzemeleri, enerji jelleri ve meşhur www.rei.com dükkanından gereken malzemelerimi toparladım. Atlanta’nın iki büyük önemli firmayı bünyesinde barındırdığını belirteyim. Biri Coca Cola Müzesi ve genel müdürlüğü. Cola müzesini ise gezdim ve beğenmedim. Çok daha etkileyici bir şey bulacağımı zannediyordum.
Diğeri ise CNN haber kanalının merkezi. Cnn Binasının alt katında bir yemek alanında Körfez savaşına katılmış bir haber aracının fotoğrafını çektim. Müzesini gezmeye fırsat olmadı.
Ayrıca konferans sonunda şirketin bizim için düzenlediği 13.000 Kişilik açık hava partisinde ise Coca Cola müzesi yanındakiAkvaryum müzesi gerçekten çok keyifli idi. Dünyadaki en büyük cam akvaryumlardan biri olan alanda, çekiç kafa köpekbalığı, manta balığı, tropik yengeçler gibi deniz canlılarının yanı sıra fotoğrafını çekemediğim ama çok etkileyici olan TITANIC’den çıarılan eşyaların sunulduğu müzeyi gezme fırsatım oldu.
Son günümü ise daha çok sokaklarda koşarak, Barnes ve Noble kitap evinden kitap alarak geçirdim. 30 derece olmasına rağmen nem azdı ve gerçekten 6-7 km’lik çok keyifli bir şehir içi koşu yapma fırsatı buldum. bu sırada çektiğim fotoğraflar aşağıdaki gibidir…
Atlanta hakkında daha fazla bilgiyi çok yakın zamanda siteye ekleyeceğim…
Faydalı Bağlantılar
http://en.wikipedia.org/wiki/Atlanta
http://www.atlanta-airport.com/
http://sozluk.sourtimes.org/?t=atlanta
Onur Oznar
Kasım 2, 2009 at 8:10 pm
Emre, CNN muzesini gezememekle de cok bir sey kacirmadin…Bende Cola muzenisini gezmedim ama esim ve yigenim gezdiler. Web sayfani ilgiyle takip ediyorum.