Tapınaklar, mabedler ve bahçeler şehri Kyoto’da ilk günüm Filozof’un yolunda geçti. İsmi neden mi böyle derseniz, Kyoto üniversitesinin profesörlerinden Nishida Kitaro (1870 1945) her gün burada yürürken meditasyon yapıyormuş. Bu yolda yürürken meditasyon yapmamak mümkün değil. Yaklaşık 5km uzunluğundaki yol Kyoto’nun en önemli kültürel hazinelerini barındırıyor.
Bu yolda size kiraz ağaçları, sürekli gürül gürül akan suyu ile tertemiz bir su kanalı, sağlı sollu muhteşem evler, galeriler ve nefes kesici güzellikte ki tapınaklar eşlik ediyor.
Burası Kyoto’nun en çok sevilen yerlerinden. Kiraz ağacı ve sonbahar yaprakları zamanında Kansai bölgesinde yaşayan Japonlar ve turistler hücum ediyor. Akşam üzeri başladığımız yürüyüşü karanlık basana kadar devam ettiriyoruz. Bir an için bile ayrılıp başka yere gitmek istemiyorum.
Evlere mi bakayım, sanat galerilerine mi gireyim, kiraz ağaçlarının altında mı oturayım yoksa girdiğim tapınaktan hiç çıkmasam mı acaba diye düşünmekten kendimi alamıyorum…
Belirtmeliyim ki tapınakların arkası orman, kısacası yürürken sonsuz yeşilliğe bakıyorsunuz. Ormanlar son deree sık. Kyoto zaten şehir olarak 300-500 metre yüksekliğinde tepecikler ile örtülmüş. Buralarda çoğu zaman sportif aktiviteler de düzenleniyor. Tarif edilmesi çok garip bir duygu burada olmak…
Sonsuz olağanüstü bir yeşillik, kiraz ağaçları, yere düşen yapraklar, altta akan suyun sesi inanılmaz bir huzur ve mutluluk veriyor. Buradaki göletlerde bulunan Japon balıklarının boyutları 45-55cm civarında…
Filozofi profesörü olan Kitaro’yu 19.yy sonu 20.yy başında burada yaptığı yürüyüşlerini hayal etmeye çalışıyorum. Elinde not defteri, kimi zaman no tutarak kimi zaman baktığı görüntüleri yüzyıllarca önce olduğu gibi hayal ederek yürüyor… Tıpkı şimdi benim yaptığım gibi…
Nanzenji tapınağını ziyaret etmekle işe başlıyoruz. Tapınak içinde tapınak geziyoruz, zira içeride 12 adet daha tapınak bulunuyor, bunları 3 tanesi yıl boyunca halka açık durumda.
Nanzenji tapınağının en dikkat çeken tarafı ise önünde dev bir su kemerinin bulunması. Bu su kemeri bu yazıda çeşitli yerlerde fotoğrafını göreceğiniz büyük yapı.
Soğuk kış aylarında tapınak içerisinde bulunan Yudofu yani haşlanmış Tofu yiyebilirsiniz. Kyoto’da bazı tapınaklar da vejeteryan ve Tofu restoranları bulunmakta.
Bir sonraki tapınak Eikando. Bu tapınak muhteşem parkı ile ortaya çıkıyor. Tapınaklar genelde akşam üzeri saat beş gibi kapandığından zamanı iyi ayarlamanız lazım. Biz son iki tapınağa maalesef yetişemedik.
Ginkakuji tapınağı muhteşem bahçesi ile bazı Japonlar için sanat harikası olarak adlandırılıyor. Bu arada belirtmeliyim ki yol boyunca başka tapınaklar da bulunmasına rağmen biz turumuzu bu kadarla sınırladık, zira yorulup arada çay keyfi yapmak vazgeçilmezlerimizden oldu.
Yol üzerinde tavsiye üzerine son derece sempatik ve otantik bir çay evi bulduk. Kapanmasına kısa bir süre kala keyif yaptık.
İçeri girerken bir çok yerde olduğu gibi ayakkabılarımızı çıkardık ve Japon usulü yer masasına bağdaş kurarak oturduk. Genelde yeşil çay servisi yapıldığını söylemeliyim.
Toz şeklinde olan yeşil çaylar köpüklü bir şekilde hazırlanıp servis ediliyor. Önümüz yere kadar cam ve karşımızda harika bir bahçe. Japonlar bahçeleri nerede ve hangi büyüklükte olursa olsun inanılmaz dinlendirici, huzur verici özelliğe sahip.
Çayımız bittikten sonra yürüyüşümüze devam ederken yol üzerinde gördüğümüz sanat galerilerine girdik. El sanatlarında son derece başarılı olan bu toplumun bir başka özelliği ise paketleme. Taraklar, tahta boyalı kutular ve el sanatlarına dair her yer bu dükkanlarda.
Japonlar hayatımda gördüğüm ve iddia ediyorum herkesten zevkli, özenli paketleme yapan insanlar. Alışveriş yaptıktan sonra paketleri açasım inanın gelmiyor.
Oraya gir başka yerden çık, önünden geçtiğimiz muhteşem iki katlı evleri gözetle, kısacası yol hiç bitsin istemiyorum.
Yavaştan hava kararıyor, nefis bir akşam yemeği için geri dönmemiz gerekiyor. Filozofun yolunu aklımız kalsada istemeye istemeye bitiriyoruz.
Geri dönücem Japonya aklımdasın, burada kiraz ağaçlarının altında saatlerce oturup hayal kurup kitap okuyacağım. Bekle beni…